Ana içeriğe atla

Zaman çok hızlı akıyor. Akıyor gerçekten bir yerden yakalamak gerekiyor. Yapılacak en büyük hata ertelemek oluyor. Vaktiyle dolu dolu yaşamak mümkün. Canın konser mi istiyor, git. Akşam üstü koşmak mı istedi, koş. yağmur yağdı caddeye uzanmak mı istiyorsun ne yapman gerektiğini biliyorsun artık... düşünmeye ayıracak vakti hareketle geçirmek gerekiyor. Potansiyel enerji kinetiğe dönmedikçe ilerde pişman olunabilir. Hayat bir şeye gebe evet o da çeşit çeşit sürprizler. Yaşa ki neler göresin. Bu dünya aklına gelmeyen şeylerin başına gelmesi ile meşhur. Bunlara göğüs gerebilecek metaneti de o yaşa geldiğin yol sana veriyor. O yolda kendine yıkılmaz, yılmaz bir dayanak güç oluşturursan çok âlâ ne âlâ oluyor. Son olarak hayatın özü birçok kez söylenildiği anlatıldığı gibi sadece anlardadır. Çoğu kez yaşadığımız endişeler hiç gerçekleşmeyenlerdir. Geçmiş ya da gelecek kaygı duyulmaması gereken yerlerdir. Geçmişi kabul geleceği kabul edip geçmek yaşadığın ana en büyük saygı ve mutluluk getirecek şeylerdir. Naçizane bunları fark ettim. 

Sözlerimi jorge luis borges abimiz' in yaşının ilerlediği 85 yaşında yazdığı meşhur yazı ile sonlandırıyorum.

Eğer,yeniden başlayabilseydim yaşamaya, ikincisinde daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadıgım kadar, çok az şeyi ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim.

Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doguşu izler,

daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.

Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım. Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazidim. Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.

ama işte 85'indeyim ve biliyorum... ölüyorum....

İşte jorge abi özetlemiş. Ne demiştim; Bu dünya aklına gelmeyen şeylerin başına gelmesi ile meşhur.

A. Karaçay











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıllarca tavan manzarası seyrettiğim bir odada ömrüm geçti. Birçok ümidim oldu birçok ümidi yitirdim. Her birinde ağır yaralar aldım ama hepsinden sağ salim çıktım. Hayatımdan büyük pişmanlıklar, beynimden, ruhumdan istanbul geçti. Bazı bazı bitap kıyılara vurdum, bazı bazı güçlü bir şekilde düz yollarda takla attım. Yine de hep gülümsedim. Kimileri için küçük kendim için büyük savaşlar verdim. Güvensizlik adı altında kılıç yarası açtılar bedenimde, sırtımdan hançerlediler bazen, sevda bildiğim dağlara karlar yağdı, evim dediğim yüreklere sığmadım yine de; doğruldum! şimdi yine bir miktar yorgunum. Fakat halledeceğim! Hep hallettim.  A. Karaçay

Bazı şeyler hâlâ mümkün ama mühim değil.

  Bazı şeylerin hala mümkün , lakin mühim değil... nerde okudum hatırlamıyorum... bu özet cümle bir ferahlık veriyor bana. Karnını doyurmak için yolda giden buğday yüklü bir kamyonun kasasına konan bir serçe gibi olduğumu fark ediyorum. Tam hah karnım doydu dediğim anda bir de kafayı kaldırıp bakıyorum ki tüm sevdiklerimden, yaşadığım yerden tüm çevremden çok uzaklara gitmişim. "Kimse sormadi ne kadar yorgun olduğumu. Herkes bende dinlenmek istedi." diye bir cümle etmiş Gore Vidal amca. Ne yazık ki arkadaşlıkta aşk gibi taktik meselesidir. Hani bazen elinden geleni hatta daha fazlasını yaparsın ve bunun karşılığında hep ''sen olmazsan ne yaparım, benim için çok önemlisin'' sözleri işitirsin ya, ha işte onlar tamamen kandırmaca. Her zaman sözler yerine eylemlere bakın ve kimse için kendi zamanınızdan, hayatınızdan çalmayın. Yaşar Kemal'in de dediği gibi ''insanların bir yerleri var, bir ince yerleri işte oraya değmemeli'' sizin bam telinize

Hayat

  Hayat bazen gerçekten “yok artık bu kadarı da olmaz” dedirtiyor insana. Ama sonra bir anda perdenin arkasından sızan güneş ışığını görüyoruz. Birinin annesi, dostu, sevdiği, değerlisi olduğumuzu fark ediyoruz ve içimiz ısınıyor. Bazen kendimiz gibi insanlarla memleketten kilometrelerce uzakta bir araya geliyoruz ve evde gibi hissediyoruz. İnsanlık halleri işte…minnetle, sevgiyle, aşkla içmeden de sarhoş olabiliyoruz!“ Bana bütün bunları yapmasına nasıl izin verebildim” demeyi bıraktığında, kendini suçlamaktan vazgeçip kendinle barıştığında iyileşme yolunda en büyük adımını atmış olacaksın. Hangi şart ve durumda olursan ol ilerleyebilmek için mutlak bir güven duygusuna ihtiyacın var. Yıllar içinde olumsuz tecrübelerinden kazandığın yetenekler ve altıncı hissin zihnini yönetmeye başlıyorsa sesleri dinle, algılarını aç. Kimseyi alternatif yapmadığın gibi kimsenin alternatifi olma. İnsanlara değer verirken iki kere düşün. “değer mi” diye sorduğunda kendine vereceğin sağlam cevapların ol