Merhaba dostlarım uzun zamandır bir şey yazmadığımı fark ettim ve kızdım kendime. Ve zamanla fark ettiğimiz bazı şeyler yine oldu. Buna yaş ilerledikçe fark ettiğim şeyler denilebilir. Neymiş onlar bakalım.
Kartları kader karıştırır, sen de oynarsın.
Yaş yolun yarısında, henüz çok ileri değil ama son bir yılda yaşadıklarım nedeniyle en az bir beş yıllık deneyim kazandığımı düşünüyorum. Fark ettiğim şeyse şu: çevremizdeki insanların ortalamasıyız gerçekten ve bu yüzden, zamanımı, bana denk olmadığını gördüğüm, bildiğim kimseye selam vermek için bile harcamak istemiyorum. harcamıyorum da. Kısıtlı vaktimiz ve enerjimiz var. Baştan çok sona daha yakın olduğunu düşündüğüm bu kıt kaynakları hak etmeyen insanlarla paylaşmak zorunda değilim. Böyle de çok rahatım. Dostoyevski'nin dediği gibi 'yaşı ilerlemiş ama kendi pek ilerlememiş insanlardan' özellikle uzak duruyorum. Hayatın yalnızca meşgaleden ibaret olduğudur. Yaşımızla orantılı olarak değişen şey uğraşlarımız oluyor. İnsanın özü hep aynı, aynı amaç uğruna anı değerlendiriyoruz. diyorum ya araçlar farklı. Ve şuna eminim yaşamın temelindeki duygular acı ve ayrılıktan ibaret. Demagojik bir söylem gibi görünse de bunun aksini iddia etmek mümkün değil. Bu ayrılık, mutluluk, mutsuzluk, acı haz hepsi bir devinim içerisinde. Ancak insan yalnız kalınca, sesini yalnızca kendi duyduğu anlarda hissettiği duyguların ta kendisi bunlar. Çok uzak değil 5 sene öncesinde gününü gün ettiğin kaç insanın şimdi yanında olduğuna bak, sanki herkesin bir süresi var ve süresini dolduran gidiyor. Gel ki biz zamane insanı insan kaybetmeyi bir eşya kaybetmekle eşdeğer duruma getirdik. Bu kazanç mı ? Zannetmiyorum. Yukarıda bahsettiğim yüksek olasılıkla hayatınızın çok kısa döneminde sizinle beraber olanların söylediklerinin üzüntüsü ile anımızı mahvetmekten de hiç geri kalmıyoruz. Öyle yaşını başını almış birisi sayılmam, feleğin sillesini de yemedim, feleğin çemberinden de geçmedim, beylik cümleler kurmaktan uzak olmak isterim hep. Ancak önemsemeye değer o kadar az şey var ki bunu kavramak gerekiyor. bakınız alalade bir cümle gibi gelebilir, kulak arkası etme. Bir dönem uykumuzu kaçıran şeylerin içi boş oluşunu anlamakla geçiyor hayatımız, bunu fark ediyorsun. Dön bak etrafına, az, çok az şey var seni üzmeye değer. Hayatında yer etmeye değer.
A. Karaçay
Yorumlar
Yorum Gönder