Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bazı şeyler hâlâ mümkün ama mühim değil.

  Bazı şeylerin hala mümkün , lakin mühim değil... nerde okudum hatırlamıyorum... bu özet cümle bir ferahlık veriyor bana. Karnını doyurmak için yolda giden buğday yüklü bir kamyonun kasasına konan bir serçe gibi olduğumu fark ediyorum. Tam hah karnım doydu dediğim anda bir de kafayı kaldırıp bakıyorum ki tüm sevdiklerimden, yaşadığım yerden tüm çevremden çok uzaklara gitmişim. "Kimse sormadi ne kadar yorgun olduğumu. Herkes bende dinlenmek istedi." diye bir cümle etmiş Gore Vidal amca. Ne yazık ki arkadaşlıkta aşk gibi taktik meselesidir. Hani bazen elinden geleni hatta daha fazlasını yaparsın ve bunun karşılığında hep ''sen olmazsan ne yaparım, benim için çok önemlisin'' sözleri işitirsin ya, ha işte onlar tamamen kandırmaca. Her zaman sözler yerine eylemlere bakın ve kimse için kendi zamanınızdan, hayatınızdan çalmayın. Yaşar Kemal'in de dediği gibi ''insanların bir yerleri var, bir ince yerleri işte oraya değmemeli'' sizin bam telinize
En son yayınlar
Yıllarca tavan manzarası seyrettiğim bir odada ömrüm geçti. Birçok ümidim oldu birçok ümidi yitirdim. Her birinde ağır yaralar aldım ama hepsinden sağ salim çıktım. Hayatımdan büyük pişmanlıklar, beynimden, ruhumdan istanbul geçti. Bazı bazı bitap kıyılara vurdum, bazı bazı güçlü bir şekilde düz yollarda takla attım. Yine de hep gülümsedim. Kimileri için küçük kendim için büyük savaşlar verdim. Güvensizlik adı altında kılıç yarası açtılar bedenimde, sırtımdan hançerlediler bazen, sevda bildiğim dağlara karlar yağdı, evim dediğim yüreklere sığmadım yine de; doğruldum! şimdi yine bir miktar yorgunum. Fakat halledeceğim! Hep hallettim.  A. Karaçay
Zaman çok hızlı akıyor. Akıyor gerçekten bir yerden yakalamak gerekiyor. Yapılacak en büyük hata ertelemek oluyor. Vaktiyle dolu dolu yaşamak mümkün. Canın konser mi istiyor, git. Akşam üstü koşmak mı istedi, koş. yağmur yağdı caddeye uzanmak mı istiyorsun ne yapman gerektiğini biliyorsun artık... düşünmeye ayıracak vakti hareketle geçirmek gerekiyor. Potansiyel enerji kinetiğe dönmedikçe ilerde pişman olunabilir. Hayat bir şeye gebe evet o da çeşit çeşit sürprizler. Yaşa ki neler göresin. Bu dünya aklına gelmeyen şeylerin başına gelmesi ile meşhur. Bunlara göğüs gerebilecek metaneti de o yaşa geldiğin yol sana veriyor. O yolda kendine yıkılmaz, yılmaz bir dayanak güç oluşturursan çok âlâ ne âlâ oluyor. Son olarak hayatın özü birçok kez söylenildiği anlatıldığı gibi sadece anlardadır. Çoğu kez yaşadığımız endişeler hiç gerçekleşmeyenlerdir. Geçmiş ya da gelecek kaygı duyulmaması gereken yerlerdir. Geçmişi kabul geleceği kabul edip geçmek yaşadığın ana en büyük saygı ve mutluluk getire
 Merhaba dostlarım uzun zamandır bir şey yazmadığımı fark ettim ve kızdım kendime. Ve zamanla fark ettiğimiz bazı şeyler yine oldu. Buna yaş ilerledikçe fark ettiğim şeyler denilebilir. Neymiş onlar bakalım. Kartları kader karıştırır, sen de oynarsın. Yaş yolun yarısında, henüz çok ileri değil ama son bir yılda yaşadıklarım nedeniyle en az bir beş yıllık deneyim kazandığımı düşünüyorum. Fark ettiğim şeyse şu: çevremizdeki insanların ortalamasıyız gerçekten ve bu yüzden, zamanımı, bana denk olmadığını gördüğüm, bildiğim kimseye selam vermek için bile harcamak istemiyorum. harcamıyorum da. Kısıtlı vaktimiz ve enerjimiz var. Baştan çok sona daha yakın olduğunu düşündüğüm bu kıt kaynakları hak etmeyen insanlarla paylaşmak zorunda değilim. Böyle de çok rahatım. Dostoyevski'nin dediği gibi 'yaşı ilerlemiş ama kendi pek ilerlememiş insanlardan' özellikle uzak duruyorum. Hayatın yalnızca meşgaleden ibaret olduğudur. Yaşımızla orantılı olarak değişen şey uğraşlarımız oluyor. İnsanı
  Kendime not Sürekli bir anlam ararsan, gerçekleşmekte olan her şeyi ıskalayacaksın der Tarkovski ve Goethe onu şöyle destekler: çok fazla derin düşünen insan, hayatın neşesini kaçırır. Aman ne güzel... Diyip çekilin kenara. Ne diyordu o çok sevdiğin kitapta: "her şey çok güzel giderken çok güzele odaklanıp her şeyin gittiğini fark edememiştik." Aynı kitabın "ben düşünmekten yoruldum, benim yerime de düşünür müsün? ilgilenir misin insanlarla, yalanla, yalnızlıkla? Geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan? Gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. Yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin?" kısmına geç. Geçemiyorsan da boş ver..kalk hadi. Bir çay yap! Ölülerin laneti diye bir şey yoktur ayrıca. Bacaklarını toplayıp deniz kenarında oturduğun bozkırları , papatyası ,kuş cıvıltılı o günü hatırla. İç çeke çeke yorulduğunu.  Kalk... çünkü şimdi kalkıp o çayı yapmazsan yine yorgunluktan sızıp kalacaksın. Ve unutma artık güçlü olmak zorunda değil

Yaşam neymiş?

 'Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır. Bir lokma ekmek için, şerefini çiğnetmeye... bir anlık eğlence için, servetini tüketmeye... bir zamanlık mevki için, el ayak öpmeye, insanları ezip geçmeye... günlük menfaatler için, onurunu terk etmeye... bir kısım insanlara kızıp, tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat.' Demiş Can Yücel  Her yaşta tamam çözdüm dediğim ama her geçen yıl bir geriye bakıp kendime güldüğüm, zaman zaman uyandığım, her yaşadığım an bir önce yaşadıklarımı yalanlarcasına geçen, geriye bakınca özlenen, 30 küsür yaş itibari ile hala çözemediğim yaşadığım şey. En kalın ipliği vermişler elimize, en ince iğne deliğinden geçirelim diye. Yaşamak buymuş. A. Karaçay 

Hayat

  Hayat bazen gerçekten “yok artık bu kadarı da olmaz” dedirtiyor insana. Ama sonra bir anda perdenin arkasından sızan güneş ışığını görüyoruz. Birinin annesi, dostu, sevdiği, değerlisi olduğumuzu fark ediyoruz ve içimiz ısınıyor. Bazen kendimiz gibi insanlarla memleketten kilometrelerce uzakta bir araya geliyoruz ve evde gibi hissediyoruz. İnsanlık halleri işte…minnetle, sevgiyle, aşkla içmeden de sarhoş olabiliyoruz!“ Bana bütün bunları yapmasına nasıl izin verebildim” demeyi bıraktığında, kendini suçlamaktan vazgeçip kendinle barıştığında iyileşme yolunda en büyük adımını atmış olacaksın. Hangi şart ve durumda olursan ol ilerleyebilmek için mutlak bir güven duygusuna ihtiyacın var. Yıllar içinde olumsuz tecrübelerinden kazandığın yetenekler ve altıncı hissin zihnini yönetmeye başlıyorsa sesleri dinle, algılarını aç. Kimseyi alternatif yapmadığın gibi kimsenin alternatifi olma. İnsanlara değer verirken iki kere düşün. “değer mi” diye sorduğunda kendine vereceğin sağlam cevapların ol
Bazen en yakın zannetiğiniz insan en uzağınız olabilir ve ondan sonra yapacağınız şey sadece içten bir gülümsemedir. Acılara karşı, yalanlara karşı, iki yüzlü insanlara karşı bir gülümseme.. Seni tanıyamamışım, keşke inanmasaydım değil, ben güzel baktığım için güzel görmüşüm diyebilmektir Sevdiğiniz insanları kırmayın! Zaman hızla akıp gidiyor ve telafisi çok zor. İnsan kaybetmeden anlamıyor canının acısını... ahlarla, vahlarla geçip gidiyor ömür Diyeceklerim bu kadar. Asım Karaçay

Zaman ne kadar da yorulmak bilmeyen bir koşucuymuş.

 Merhaba dostlarım, uzun zamandır bir şey yazmadığımı farkettim ve ilerleyen yaşın getirdikleri ile geçen zaman düştü aklıma. Zaman ne kadar da yorulmak bilmeyen bir koşucuymuş. Olgunlaşma düzeyinin yaşadığın hayatla ilgili olduğunu , insanların salt iyi ya da kötü olmadığını, önceliklerinin değiştiğini , gençlikte olduğu gibi affedici olamadığını ya da kendini geçmişte üzüntüden kahrettiğin şeylerin aslında komik olduğunu, yalnızlığın çevrendeki kalabalıktan daha evla olduğunu , mutluluğun arayışla değil kendin yaratabildiğin bir şey olduğunu, mücadele gücünün arttığını, ve seni sen yapan şeylerin yaşadığın süreçler olduğunu farkedersin. Kendin için en doğru karar diye bir şey olmadığını, yaşanılan her tecrübenin bakış açınızı değiştirdiğini, isteklerinizi daha kolay yönetebildiğinizi, dünyanın aslında çok da büyük bir yer olmadığını, istersen her şeyi yapabileceğini ya da yapmayacağını anladığın ve en önemlisi büyümenin yaş ile değil de öğrenerek olduğunu fark ettiğin anlar. Hayatın

Kendime not

  Merhaba dostlarım, Bu sabah uyandığımı fark ettiğim andan itibaren aşırı mutsuz ve sinirliyim. Şu saat oldu geçmedi, sabahtan beri kuyruğumla kavga ediyorum evin içinde. İnsan, her şeye ve herkese kırılabiliyor. Kin tutmak değil bu, bir kırgınlık. Kötü insanlar kırgınlık duymaz, kin tutar. Ancak iyi insanların harcıdır kırgınlık. Ne anlatarak geçer ne affederek ne de affedilerek. O kalp kırılmıştır bir kere. O yara orada hep duracaktır. İç çeker çeker durursun. Sonra bir sigara denize karşı. Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının kırgınlığı vardır içinde. Artık ne sen eski sensindir ne de etrafındakiler. Kafanda senaryo kurmaktan delirirsin ama bir süre sonra ne senin bunları dile getirecek takatin vardır ne de birisinin seni anlayacağı. Bu tam bir kısır döngü! Böyle olması gerekiyormuş demek ki. Şimdi bir sigara daha. Başkasına kırgın olduğunda unutmak belki çözüm olabilir insan için. Beyninin bir bölümündeki anıları silebilir belki zamanla kıran insanı görmeyerek ama insanın kendi

Kendime not

  Perspektifim degisti. Yaşanmış olayları farklı açılardan görmeye başladım. Yeni bir benle karşılaştım ve hoşlarına gidip gitmemesinin bir önemi yok. Bir kez o açıdan hayata bakmaya başlayınca normalin bu oluyor. İçimdeki çocuk öldü mü? Sanirim evet. Umurumda mı? sanırım hayır. Artık yeni insan keşif etmekten, sohbet etmekten, herhangi bir konu için tartışmaya girmekten, sevgi ve kabul görmek için en ufak dahi çaba göstermekten, karşı tarafın ruh halini bana yansıtmasından, birini herhangi bir konuya ikna etmeye çalışmaktan, bir insana sevgi-umut-pozitiflik aşılamaya çalışmaktan ölesiye yorgunum. Bunlardan herhangi birini yapmak zorunda kaldığım her durumdan arkama bakmadan uzaklaşıyorum. Evet artık çok kolay insan harcıyorum önceden kırmamak kendimden uzaklaştırmak için sarfettigim çabanın yerinde yeller esiyor. Sadece sevgiyle yaklaşana sevgi verebiliyorum o da biraz emin olduktan sonra hemen bile değil.. Bu yeni kendimi daha çok sevdim. Daha kararlı daha sakin daha huzurlu ve daha

Gitmek

  Belki bir kuş değilim ama, çok isterdim sıcak yüreklerin olduğu bir yere göç etmeyi bino. Ne alacağım, ne de vereceğim...Bir kaç özel eşya ve bir miktar sır ve az biraz anı yanıma alıyorum gerisi burada kalsın. Yeniden başlamak için bir adım. cesur bir adım " Gitmek yenilmek değil, kazanmak da! Gitmek gitmektir işte... hepsi bu." İçinde üç sessiz, iki tane de sesli harf bulunan ve aynı içindeki harfler gibi kimi zaman sesli, kimi zaman sessiz yapılan. Özlenecek her şey gittiğinde, özlenecek hiçbir şey olmadığında gidersin. Her zaman hüzün verir. Bıraktığın yerde elbet vardır bırakmak istemediklerin. Bazen farkedersin çabalarının boşa olduğunu , pes etmekten başka bir çaren kalmadığını ve her yerin kararmaya başladığını.. İşte bu durumda bazen gitmek gerekir.. uzaklaşmak.. biraz nefes alıp bir dahaki sefer için daha güçlü olman gerektiğini anlarsın.. evet bazen gitmek gerekir.. rahatlamak için gitmen gerekir.. aydınlık yarınlar için gitmen gerekir.. geride bırakılan biri va
 - Neden insanlar bir şeyler anlatırken aynı fikirdeymiş gibi davranıyorsunuz beyefendi? + Susmaları için bino? Asım KARAÇAY

Hayat devam ediyor

  Her acının her bitişin ardından eğer hala hayatta olan bir insansan yeni bir başlangıç umudu vardır. Yeniden başlamak bazı şeylere adeta insanı yeniden doğmuşa çevirir. Yeniden okumak, yeniden sevmek, yeni bir iş ya da yeni bir arkadaş. Hala nefes alıyorsak herkes için bir umut kapısı var ve o kapının koluna uzanacak el de bizde var. Asla pes etmeyip yaşamanın ve hala tat alabilmenin, birisini ya da bir şeyi sevebilmenin tadını inatla çıkaralım. Sonuçta hala nefes alıyoruz. Dönme sakın geriye; çünkü istesen de olmuyor. Bak yitirdiğim, geride bıraktığım onca insan, onca zaman, onca an var aklımda. Geride kalmış her şey. Hayat desen, öylece devam ediyor hayatlar, insanlar, zamanlar. Nasıl da geride kalıyor her şey tanrım! Şu an bir sen varsın, bir de zaman. Hayat desen, sadece devam ediyor. Hoşlandığım, sevdiğim kadınlar.. "sensiz ölürüm" deyip onsuz ölmediklerim. Hepsi geçiyor gözümün önünden şaşalı bir geçit töreniyle. Hayat desen, sanırım devam ediyor. Toprağa verdiklerimi

Tecrübe

Oscar wilde' a göre hatalarımıza verdiğimiz isim. Anlamaya dogru atılan ilk adım. İlk anda tam kavranamayan, zamanla, düşündükçe sindirilen, sindirildikce yerleşen, bir parçamız haline gelen, bizi biz yapan. Kazık yedikçe daha bir sağlam yerleşir bilincinize. Hayattan alabileceğiniz en sağlam dersler bütünü. Asla bu derslerden bir daha sınıfta kalmazsınız. Yenilen kazıkların, yapılan hataların ardından bünyede oluşan birikim. Mutlu bir çocuğu alıp inançsız, güvensiz, hayal kuramayan bir yetişkine dönüştüren şey. Artık ilk seferki kadar özgür olmamaktır. Her tecrübe bir çit, bir dikenli tel; etrafına çekilen. Masumiyetin ölmesi. Umudun azalması. Heybene yüklenen bir ağırlık. Saçında bir beyazlık. Dinlenemeyen bir şarkı. Okunmayacak bir kitap. Bir tereddüt. Bir mahcubiyet. Bir korku. 'Seni öldürmeyen şey güçlü kılar' der Nietzsche, haklıdır, yeter ki ölümün soyut da olabileceği unutulmasın, insanın içi de ölebilir dışı "sapasağlam" dururken.. Tecrübe sağ çıkıldığı

Yorulmak

Bugün biraz iç dökmeye geldim bino. Biraz sınırını aşabilirim gerçi. Başlayınca durmak zor oluyor. Çokça iç dökmeye geldim o zaman. Bilmiyorum nerden başlasam, nereye götürsem. son zamanlarda çok yorgundum zaten. Hayatıma aldığım insanlar beni çok yordu. Yalan, çıkarcılık, bencillik, kindarlık, karşındakini aptal yerine koymak... hepsini gördüm. Fazlasını da. Söyleceklerimin çoğunu içimde tuttum. Uzatmamak ve yıpranmamak için dikkatli davrandım. Benim bu tavırlarım karşımdaki insanların daha çok üstüme gelmesine sebep oldu hep. İnsanlara pençelerini göstermezsen seni savunmasız sanıyorlar işte. Sonra düşündüm, bunca zaman ne kadar şey yutmuşum diye. Şimdi bazen o sözler paçalarıma yapışmış gibi geliyor. Beni bırakmıyorlar. Önüme bakmaya çalışıyorum ama geçmişe takılıyorum. Geçmişin hayal kırıklıkları ve üzüntülerini unutamıyorum. Mutluluğumu bile buruk kılıyorlar. İşte bu beni çok yoruyor. Gün geliyor birlikte büyüdüğün arkadaşın en büyük vefasızlığı ediyor, gün geliyor içini döktüğün
 + Susmayın beyefendi bir kaç bir şey söyleyin.  - 1.Hiç kimseyi yalan söylediğini anlayacak kadar tanımak istemiyorum. 2. Bu dünyadan kalbimdeki merhamet eksilmeden gitmek istiyorum bino.  Asım KARAÇAY

Kendime not:

 Bugüne not: Yaşamın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu bir kez daha farkına vardığın günlerden geçiyorsun. Merak etme, bu günler geçecek. Hayat herkese şans kapılarını açarken, seninkileri birer birer kapatıyor gibi geliyor bazen değil mi? Emin ol öyle değil, kendi kapılarını bulup teker teker açmayı öğreneceksin. Güzellikle olmuyor, zorla da olmuyor; insanlar kolay kolay değişmiyor. Değiştiremeyeceğin şeyler için gönlünü karanlıkta tutmamayı öğreneceksin. Merak etme, benzemek istemediğin kimse gibi olmayacaksın. Bu hayat bir yolculuk, bazen dalgaların boyunu aştığı denizde yüzerek, bazen de mis gibi ovalarda dans ederek ilerleyeceksin. Rehaveti unutup, hep yolda olmayı hatırla. Asım Karaçay 
+ Geriye dönüp baktığımda ömrümün bir payını başkaları için harcadığımı fark ettim bino. -  Ne kaybettiniz beyefendi? + Hislerimi bino. Asım KARAÇAY

Kendime not:

          Hayat hep mutluluk ile geçmiyor, zor günler, zor saatler kapıya dayandığı zaman seni sevdiğini söyleyen insan bile kapının diğer tarafında olabiliyor. Seçimlerine dikkat et, onurlu, haysiyetli ve şahsiyetli insan olmasına dikkat et. Yeterince iyi olmayabilirim. Doğru yerde doğru kelimeleri kullanamıyor ya da susmam gereken yerde konuşup seni zor duruma düşürüyor olabilirim. En büyük zorluklarını benim yüzümden çektiğini de kabul ediyorum.  İleride de çekmeyeceğinin garantisini vermiyorum... sonuçta asla istediğin kadar iyi olamayacağım.  Ama sana bir şey için söz veriyorum. Hayallerini, gerçekliğe kurban etmeyeceğim. Umuduna sarılıp beklediğin günleri, daha az aydınlık olanlarla değiştirmeyeceğim. Kim ne derse desin, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler, hatta kalplerini kırmak zorunda bile kalsam, en büyük harfli hayırlarımı bu uğurda harcayacağım. En kalın çizgilerimi bu sınırda çizeceğim. Çünkü biliyorum.  Başka konuları halledersin ama bu noktadan aldığın yara, ruhun içi